NAH3TrOCK
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Arama
 
 

Sonuç :
 


Rechercher çıkıntı araştırma

En son konular
» mezar taşları
Sadece senin olmak EmptyPaz Tem. 05, 2009 12:35 pm tarafından NAH3T-X

» FUTBOL
Sadece senin olmak EmptyCuma Mart 20, 2009 6:58 pm tarafından sairmblackq

» ögrenci marşı ve osmanlıda internet
Sadece senin olmak EmptyÇarş. Mart 18, 2009 7:25 pm tarafından sairmblackq

» msnden kız isteme
Sadece senin olmak EmptyÇarş. Mart 18, 2009 7:05 pm tarafından sairmblackq

» (:SATIŞIN SIRRI
Sadece senin olmak EmptyÇarş. Mart 18, 2009 6:49 pm tarafından sairmblackq

» karızmayı dagıtanlar
Sadece senin olmak EmptyÇarş. Mart 18, 2009 6:47 pm tarafından sairmblackq

» öldüren_saç_modası
Sadece senin olmak EmptyCuma Ara. 19, 2008 8:43 pm tarafından darkice666

» istanbulun trafik kuralları
Sadece senin olmak EmptyPaz Kas. 23, 2008 4:29 pm tarafından sairmblackq

» ilkokul küfürleri
Sadece senin olmak EmptyCuma Kas. 21, 2008 4:05 pm tarafından sairmblackq

Tarıyıcı
 Kapı
 Indeks
 Üye Listesi
 Profil
 SSS
 Arama
İp
İstatistikler

Sadece senin olmak

Aşağa gitmek

(6) Sadece senin olmak

Mesaj tarafından darkice666 Perş. Haz. 19, 2008 12:52 pm

SADECE SENİN OLMAK


Hani bazen etrafta kimse yokken birilerinin nefesini hissedersin ya ensende... Ayağından başına kadar yayılan bir elektrik dalgası... Gözlerin kısık, ellerin titrek, korkuyla arkana bakıp kimsenin olmadığını görünce derin bir nefes alırsın!
Ya da annene bir yalan söylediğinde yüzün kızarır hani... Sen inatla gözlerinin içine bakmazsın! Ama baskın çıkmak için de elinden geleni yaparsın... Annen asla inanmaz yalanlarına... Ama inanır gibi yapar seni kırmamak için.
Bazen kötü bir günün sonunda gece yastığına sarılmış ağlarsın hani... Uyumaya çalıştığın zaman gözyaşlarından sırılsıklam olmuş yastık rahatsız eder seni...
Bazen rüzgar esince saçların savrulup gözlerini kapar... Ya da içten içe üşütür seni o rüzgar... Titrersin biraz... Ellerini ceplerine biraz daha bastırıp, atkını biraz daha sıkarsın boynunda! Yüzüne gelen saçları da yine rüzgar çeksin ordan...
En olmadık zamanlarda en olmadık kişileri özlersin... O kadar büyük olur ki bu özlemler.. Resimler biraz bile dindiremez hasreti. Küçük anılar asla kapatamaz o yarayı... Gözlerin dolar. İster istemez gülümsersin... Derinden bir ah çekersin...
Bazen sevgilin sana bir tek gül verir. Her şeyin anlamını o çiçekte bulursun... Boynuna sarılıp muhteşem kokusunu çekersin içine... Dudaklarına küçük bir öpücük kondurursun... O an güneş doğuya batmaya başlar. O an dünya durur sen dönersin! O an zaman bitmiştir artık...
Bazen küçük ayrıntılara takılıp neden dersin... Bazen ölmek istersin... Bazen vicdan azabı çekersin... Bazen mutluluktan sokağın ortasında çığlıklar atıp dans edersin... Bazen gizliden gizliye aşk yaşarsın kalbinin derinliklerinde... Bazen bir gün ortaya çıkacak olan bastırdığın o öfke... Bazen hiç yapamadığın şeyleri yapmak istersin... Bazen çok korkarsın... Bazen elinde olanları beğenmezsin... Bazen asla olmayacak hayaller kurarsın... Bazen geçmişi düşünüp keşke dersin... Bazen yaptıklarından ders alırsın... Bazen tüm dünyaya kanıtlarsın yaptıklarının doğruluğunu... Bazen yalnız kalmak istersin... Bazen yalnız kalmak çok korkutur seni... Bazen koluna konan uğur böceğine karşı inanılmaz bi sevgi beslersin... Ya da parmağına konan kelebeğe... Bazen insanlara beslersin o aziz sevgiyi... Bazen...
Musluğa yaklaşıp titrek ellerinle sıcak suyu açmaz mısın bazen? İçine girersin o suyun! Etini yakar bir süre... Sonra hoşuna gitmeye başlar! Kaçacak bir şeyin yoktur. Saklanacak bir şeyin yoktur. Maskelerin yoktur. Çırılçıplak sıcak suyun saçlarından akmaya başlayıp tüm vücudunda yayılması vardır sadece... Günahların akar parmaklarından... Nereden geldiği belirsiz, kolundan aşağı akan su... Parmağından yavaş yavaş damlayıp deliyor umutlarını!
Kurallardan kaçıp aklına eseni uygulamak istersin. Birisi kolundan tutup suratına sert bir tokat vurana kadar özgürsündür! Ezilip büzülüp bir kenara çekilirsin ister istemez. Sessizleşir, boyun eğersin.
Bomboş bir arazide, başının üstünde mavi gökyüzünün olduğu bir yerde tüm nefretini haykırmak istersin bulutlara! Avazın çıktığı kadar bağırıp hıçkıra hıçkıra ağlamak mesela... Doğa ayağına takılıp seni düşürene kadar koşmak istersin... Arınmak istersin!
Ellerini kumlara sokarsın bazen... Soğuk kumu hissedersin teninde... Ne kadar yumuşak ve duyarsızdır! Üstüne uzanıp o kumların, çıplak ayaklarına vuran dalagaların hüznünü dinleyip yıldızlara bakarsın biraz... Huzur dolusundur. Yaşam dolusundur. Ellerini biraz daha daldırırsın soğuk kumlara... Parmaklarının arasından kayan taneler zevk verir sana! İnancını alırsın sırtına! Ve biraz daha sokarsın ellerini kumlara... Ne kadar da sensindir! Ne kadar da durgundur... Ne kadar da basittir...
İşte arkadaşım... Yaşamak diyip de büyüttüğümüz o şey var ya... Bu kadar basit bir şey...
darkice666
darkice666
serif
serif

Erkek
Mesaj Sayısı : 217
Yaş : 34
Kayıt tarihi : 18/06/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz